üzüm çekirdeğinin mucizeleri

Üzüm Çekirdeği Avrupa’da ilaç niyetine satılıyor. Mucizevî çekirdek
ödemden, nezleye kadar bir çok hastalığın tedavisinde kullanılıyor. Üzümün
çok faydalı olduğu bilinir. Özelliklede zihin açıcı yönü ile sınavlardan
önce kuru üzüm tavsiye edilir. Ama birçoğumuz üzümü yerken çekirdeğinden
muzdarip oluruz. Onu tüketmez, atarız. Hatta marketlerde en çok
çekirdeksiz üzümler rağbet görür. Halbuki üzümün çekirdeği bugün birçok
Avrupa ülkesinde ilaç niyetine, tabletler halinde satılıyor. Yavaş yavaş
Türkiye’de de yaygınlaşmaya başlayan üzüm çekirdeği, yakında bütün
eczanelerdeki yerini alacak gibi. Bu çekirdeğin en önemli faydası kan
damarı onarıcısı olması. Kan damarları insan için hayati önem taşıyor.
Başınızdan ayak uçlarınıza kadar her doku kanla beslenir. İncecik kılcal
damarlardan, geniş atardamarlara kadar, karmaşık kan damarları ağı sizin
yaşam hattımızdır. Eğer kan damarları yaşlanır, hastalanır, zayıflar,
incelir ve kan sızdırırsa, sağlığınız tehlikede demektir. Eğer oksij
eni taşıyan kan düzgün bir biçimde akmıyorsa kalp kasınız hasar
görebilir. İşte üzüm
çekirdeği, zayıflamış kan damarlarını güçlendirip normal sağlıklarına
döndürebilen, dolaşım bozukluklarının düzeltebilen ve önleyebilen bir
yapıya sahip. Özelliği ise tamamen doğal olması Çekirdek, damar
hastalıklarını tedavi ediyor. Zayıflamış kan damarlarının yapısını
güçlendiriyor.
Ayrıca üzüm çekirdeği bilinen en güçlü antioksidan Yapılan bazı
testlerde, E vitamininden 50 kat daha güçlü olduğu ortaya çıkmış. İlk
Fransa’da keşfedildi Üzüm çekirdeği 40 yıldır Avrupa’da, özellikle üzüm
bağlarının çokluğu ile bilinen Fransa’da etkili bir biçimde kullanılıyor.

Üzüm çekirdeği 1947 yılında Bordeaux Üniversitesi’nden emekli tıp
profesörü, Fransız Kimyacı Jack Masquelier tarafından keşfedilmiş.

Çekirdek ilk olarak hamileliğinden dolayı aşırı ödemi olan fakültenin
dekanının eşine, dekan tarafından verilmiş.

Masquelier o günü şöyle anlatıyor;

“Kadın, şişmiş bacakları ile o kadar yorgun görünüyordu ki, güçlükle
yürüyebiliyordu. Yüzünden, çektiği acıları okumak mümkündü.

Ne yapabilirim de bu kadının acılarını dindirebilirim diye düşündüm.

Sonra dekanın eşine çekirdek verdiğini gördüm.

Dekanın eşi 48 saat içinde iyileşti. O halde, ben üzüm çekirdeğinde özel
bir şeyler olabileceğini düşündüm.

“1950’de üzüm çekirdeği Resivit olarak bilinen ve Fransa’da satılan ilk
damar koruyucu ilaç olmuş.

Doktor Masquelier ve meslektaşları, üzüm çekirdeğinin varis üzerindeki
etkisini doğrulayan dokuz deney yapmışlar. Bununla birlikte çekirdek, göz
kamaşması, gece körlüğü, maküler dejenerasyon gibi göz sorunlarının,
arterit, saman nezlesi, alerji ve burun kanamalarını tedavisinde de
kullanılmış.

“Eğer düzenli olarak üzüm çekirdeği alırsanız, damar duvarlarınız
güçlenecektir.” diyor Dr. Masquelier. Diş eti kanayanlar kullanmalı. Peki
üzüm çekirdeğine ihtiyacınız olup olmadığını nasıl öğreneceksiniz? Doktor
Masquelier’in konu ile ilgili görüşleri şu şekilde:

“Sabahleyin dişlerinizi fırçalarsınız ve diş etlerinizin kanadığını
görürsünüz. Ya da göz korneasında bir kan lekesi fark edersiniz. Veya
geceleri kendinizi yorgun hissedersiniz, baldırlarınız şişer, ödem
olduğunu fark edersiniz. Bu durumda damar zayıflığından muzdaripsinizdir
ve üzüm çekirdeği tüm bu patolojik mekanizmalarla mücadele eder.

“1995 yılında İtalya’da yapılan bir araştırmada 150 miligramlık üzüm
çekirdeğinin ağrıyı, yanma karıncalanma hissini ve atardamarların şişme
derecesini azaltmada, yaygın olarak kullanılan bir eczacılık ilacından
daha hızlı ve üzün sureli etkili olduğu bulunmuş. 1985 yılında da
Fransa’da 92 hasta üzerinde yapılan kur kontrollü deney, 28 gün boyunca
300 miligram üzüm çekirdeği almanın, ağrıyı, karıncalanma geceleyin giren
bacak kramplarını ve şişkinliği yüzde 50’den daha fazla azalttığını
göstermiş. Üzüm çekirdeğini diğer bir faydası ise gözlere Gece
görüşünde önemli olan parlak ısıların neden olduğu göz kamaşmasını
geçirmeye yardımcı oluyor.

Yine Fransa’da 100 denek üzerinde yapılan iki ayrı araştırmada 5 hafta
boyunca günde 200 miligram üzüm çekirdeği almanın parlak ısılara maruz
kaldıktan sonra görme keskinliğine yeniden kavuşma durumunu artırdığı
ortaya çıkmış. Ayrıca testlerde üzüm çekirdeği ürünün bir bilgisayar
ekrani karşısında çalışmanın neden olduğu göz gerilimini geçirdiği ve
miyop kişilerde retinanın işlevini ve duyarlılığını düzelttiği görülmüş.

Üzüm çekirdeğinin tansiyonu ve onun sonuçlarını düzenlemeye yardımcı
olabileceği de belirtiliyor. Araştırmaların gösterdiğine göre, yüksek
tansiyonlu insanlar genellikle çok geçirgen olan, zayıf kılcal damarlara
sahipler. Bu da onların kılcal damar kanaması geçirme ve göz retinasındaki
kan damarlarının yırtılma olasılıklarını artırıyor. Dr. Miklos Gabor’un
yaptığı araştırmada üzüm çekirdeği yüksek tansiyonlu deneklerde kılcal
damarları güçlendirmiş.

Anti-Aging etkisi Üzüm çekirdeği damarları yenilediği için ayrıca
anti-aging etkisine sahip. Yenilenen damarlar yaşlılığı geciktiriyor.
Böylelikle cildinizdeki yaşlanma belirtileri azalıyor. Uluslararası
sertifikalı Organik Üzüm Çekirdeği Ekstraktinin içerdiği Proantosiyanidin,
bilinen en güçlü etkisi antioksidant. Üzüm çekirdeğinin antioksidant
etkisi vitamin E’den 50, vitamin C’den 20 kat daha fazla.

Antioksidantlar, vucudumuzdaki kimyasal reaksiyonlar sonucu oluşan veya
dışarıdan sigara, alkol, kirli hava v.s. ile alınan zararlı maddeleri
etkisiz hale getiriyor.

Uzmanlara göre vücudun antioksidant üretimi 25 yaşından sonra
yavaşlamaktadır. Bu yavaşlamanın yol açtığı deformasyonları yok etmek için
bilinen en kuvvetli antioksidant ise organik üzüm çekirdeği ekstraktıdı
olduğu belirtiliyor.

Çekirdek, bağ dokularını güçlendirerek cilt sarkmasına engel oluyor.
Cildin elastik, yumuşak ve düzgün olmasını sağlıyor. Üzüm çekirdeğinde
tavsiye edilen miktar günde 150 ile 300 miligram.

Damar sağlığını korumak için gerekli doz ise günde 5-10 gram. Üzüm
çekirdeğinin insanlar üzerinde her hangi bir yan etkisi görülmemiş.

Prof. Peter Rohdewald tarafından laboratuar fareleri, Hint domuzları ve
köpekler üzerinde yapılan araştırmada doğal çekirdeğin, toksik, mutajenik,
karsinojenik olmadığı tespit edilmiş.

Kimler kullanmalı?
* Kan damarlarının yardıma ihtiyaç duyduğunu düşünenler.
* Cildindeki kırışıklıklar günden güne fazlalaşanlar
* Cildi cansız ve solgun görünenler
* Cinsel yaşantısında kendini yetersiz hissedenler
* Kalple ilgili sorunları olanlar
* Ani kalp krizi riski olanlar
* Görme gücünde yaşlanmaya bağlı bozulma olanlar
* Şişlikler ve ödem alerjilerinde
* Yüksek tansiyonda
* Kolayca kanama ve morarma eğilimi olanlar
* Daha önce kanamaya bağlı felç geçirenler
* Şeker hastalığı olanlar
* Varis ve hemoroit gibi soruları olanlar

Sunu belirtmek gerekiyor ki; yukarıda bahsettiğimiz faydaların birçoğu
çekirdeğin damarları onarıcı özelliğinden kaynaklanıyor.

Çünkü damarlar, insan bedenini ayakta tutan ana mekanizmalar. Onların
bozukluğu insan bünyesinde birçok hastalığa neden oluyor.

Damarları onaran çekirdek, böylelikle diğer hastalıkların iyileşmesinde de
önemli bir etkiye sahip oluyor.

Dünya bir ayna gibidir; siz onu gülümseyerek karşılarsanız, o da size
gülümser.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir